Bu yazımızda, kurumsal öğrenme ve eğitim & gelişim programlarında mobil öğrenme ile ilgili 4 efsaneyi inceleyeceğiz.
İsimler her zaman tüm hikayeyi anlatmazlar (eğer öyle olsaydı kitaplara ve filmlere ihtiyacımız olmazdı – sadece karakterlerin isimlerini sorardık).
“Mobil öğrenme”, hareketli bir şekilde e-öğrenim yapmak değildir. (örneğin, bir trende işe giderken veya koşu bandında! çalışmak gibi)
İnsanlar evdeki kanepelerinde, plajda, bir kafede veya dilediği herhangi bir yerde mobil öğrenme sürecine dahil olabilirler (ve olurlar). Mobil öğrenmede “mobil”, e-öğrenme içeriğinize eriştiğiniz cihazların mobil olmasından ya da sizin o sırada hareket halinde olmanızdan daha fazlasıdır.
Bu da bizi bir sonraki efsaneye getiriyor:
Bu kısmen doğru da olsa (akıllı telefon veya bir tablet hatta gelecekteki giyilebilir cihaz da olabilir), yine de tüm hikayeyi anlatmıyor.
Mobil öğrenmeyi yapmak için daha küçük bir mobil cihaz kullanacak olsanız da, bu, dizüstü bilgisayarınızı kullanarak yapacağınız aynı e-öğrenimi gerçekleştireceğiniz anlamına gelmez.
Daha küçük ekran, (muhtemelen) daha yavaş bağlantı ve dokunmatik esaslı etkileşim, sunduğunuz e-öğrenme içeriğinin miktarına ve bunu nasıl sunduğunuza dair farklı bir yaklaşım gerektirir.
Ayrıca, insanlar mobil öğrenmeyi daha rahat (özellikle bir masada, monitörün karşında bir ders modülünü tamamlamak için oturmaları ile karışılaştırıldığında) ve günlük rutinlerini değiştirmeden kullanabiliyorlar.
Net bir şekilde söylenebilir ki mobil öğrenme, kurumsal e-öğrenme süreçlerinde eğitim içeriğini mobil cihazlarda gösterilmesi değildir.
Küçük bir ekranda e-öğrenmeyi düzgün bir şekilde yapamayacağınız ve cep telefonları ile kısa öğrenme seanslarının öğretim amaçları için yeterli olmadığına dair bir söylenti (veya efsane diyelim) var.
Bu tabi ki yanlıştır.
Öncelikle, son zamanlarda akıllı telefonlara baktınız mı? Bilgi yoğunluğu, özellikle “retina” (Hi-DPI) ekranları ile amiral gemisi modellerinde, geçmişteki ofis monitörlerimizin en büyük rakipleri. Hedef demografinize bağlı olarak, tek bir küçük ekranda çok fazla malzeme toplayabilirsiniz.
Ayrıca tekrarlamak gerekirse, e-öğrenme, iletilen bilginin yoğunluğuyla ilgili değildir, önemli olan bu bilginin eğitim alan yetişkinler tarafından ne kadar iyi içselleştirildiği ve tutum değişikliğine yol açtığıdır.
Şirket çalışanları, mobil öğrenme süreçlerine daha rahat ve günlük rutinlerini değiştirmeden dahil olabiliyor.
Çalışanlarınızın veya eğitim verdiğiniz yetişkinlerin, mobil öğrenmenin avantajlarından yararlanmasını sağlamak için kullanabileceğiniz bir çok mobil öğrenme yönergeleri, püf noktaları ve blog yazıları bulabilirsiniz. Dilerseniz konuyla ilgili yazımıza buradan erişebilirsiniz.
Sizin veya kurumsal eğitim hizmeti sunduğunuz katılımcıların sadece mobil öğrenmeyi kullanmaları gerektiğini söylemek de fazla iddialı olacak. Sonuçta önemli olan tek bir hedef var: katılımcılara aktarılan bilginin benimsenmesi, içselleşmesi ve uzun vadeli davranış veya tutum değişikliğine yol açması. Bunu başarmak için sınıf içi eğitimin, online kanal üzerinden sunulan içeriğin ve simülasyon gibi pratik uygulamaların doğru bir dengeyle harmanlanması gerekiyor.
Tabii ki sadece mobil kurslar sunulabilir ancak eğitime katılanların derslerine hem masaüstünden hem de telefonlarından kolayca erişmelerine izin vermekte fayda var.
Mobil öğrenmeyi, sınıf içinde veya fiziki ortamda verdiğiniz yetişkin eğitim programlarınızda, web tabanlı e-öğrenme teklifinize tamamlayıcı bir yan kanal olarak da kullanabilirsiniz. Katılımcılarla aynı ortamda değilken onlara ders malzemelerinizden alınan küçük bilgi parçalarını gönderebilir, eğitim programına ilişkin motivasyonu canlı tutabilir ve aktardığınız bilginin kalıcılığı için pekiştirme yapabilirsiniz. (İzninizle araya ufak bir reklam alalım: Rootie pekiştirme ve raporlama platformunun en kuvvetli taraflarından biri, katılımcıların diğer kanallardan edindiği bilgileri unutmaması için mobil telefonuna pekiştirme amaçlı soruları ya da hatırlatıcı öğeleri göndermenizi kolaylaştırması ve hızlandırması.)
Sonuçta mobil öğrenme, eğitim programlarınızın etkisini artırmak için kullanabileceğiniz araçlardan biri ve bu da hem katılımcıların hem de eğitim programının ihtiyaçlarının ne olduğuna bağlıdır (örneğin, yabancı dil öğrenen gençlerin, sertifika alma hedefindeki kurumsal çalışanlarla karşılaştırıldığında farklı program ve mobil kullanım alışkanlıkları olacaktır).
Sevgilerimizle,